Ay’a giden yol neden uzuyor? Teknolojinin şaşırtan paradoksu

İnsanlık, 1960’larda Apollo programıyla Ay’a ayak basarak tarihe geçti. O dönemde teknoloji bugünkü kadar gelişmiş olmasa da, Ay’a ulaşmak yalnızca 3 gün sürdü.

Günümüzde ise yapay zeka, kuantum bilgisayarlar ve uzay teknolojilerindeki devasa ilerlemelere rağmen, Ay’a gitme süresi uzuyor.

NASA’nın Artemis programı kapsamında 2026’da planlanan Ay’a dönüş misyonu, 4 ila 5 gün sürecek bir yolculuk öngördü. Peki, teknoloji bu kadar ilerlemişken, Ay’a ulaşma süremiz neden kısalmak yerine uzuyor? Bilim insanları bu paradoksu açıklamak için farklı teoriler ortaya koydu.

Apollo 11’in 1969’daki tarihi yolculuğu, Saturn V roketiyle 76 saatlik bir sürede tamamlandı.

NASA’nın yeni nesil uzay aracı Orion ve SLS (Space Launch System) ile planlanan Artemis misyonları, daha uzun bir rota izleyecek.

NASA’dan uzay mühendisi Dr. John Olson, bu durumun temel nedenini güvenlik ve verimlilik olarak açıkladı:

“Apollo döneminde hız öncelikti, riskler göze alınmıştı. Bugün ise astronot güvenliği ve ekipman dayanıklılığı için daha dikkatli bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu, daha dolambaçlı ama güvenli bir yörünge demek.”

Olson’a göre, modern misyonlar Ay’a direkt bir çizgi yerine, yakıt tasarrufu ve radyasyon koruması sağlayan eliptik yörüngeler kullanıyor.

Bilim dünyasında bu durumun başka boyutları da tartışılıyor. MIT’den uzay araştırmacısı Prof. Dava Newman, teknolojinin ironik bir şekilde süreci karmaşıklaştırdığını belirtti:

“Eskiden basit bir ‘git ve dön’ mantığı vardı. Şimdi ise Ay’a iniş, yüzeyde kalış ve geri dönüş için optimize edilmiş sistemler tasarlıyoruz. Bu, süreyi uzatıyor ama bilimsel kazanımları artırıyor.”

Newman, Artemis’in Apollo’dan farklı olarak Ay’da kalıcı bir varlık kurmayı hedeflediğini, bu yüzden daha ağır yükler ve gelişmiş ekipmanlar taşındığını vurguladı.

Bir diğer faktör ise uzay araçlarının tasarımı. Apollo’nun Saturn V roketi, 140 tonluk bir yük kapasitesine sahipti ve doğrudan Ay’a yöneliyordu. SLS ise daha fazla modülerlik ve esneklik sunuyor, ancak bu da hızdan fedakarlık anlamına geliyor.

Avrupa Uzay Ajansı’ndan (ESA) roket bilimci Dr. Marco Trovatello, “Modern uzay araçları, Apollo’nun minimalist yaklaşımından uzak. Daha fazla bilimsel araç, yaşam destek sistemi ve geri dönüş garantisi eklemek, süreyi doğal olarak uzatıyor” dedi.

Ay’a ulaşma süresindeki bu artış, bazı uzmanlar tarafından eleştiriliyor. SpaceX’in kurucusu Elon Musk, geçtiğimiz yıl X platformunda yaptığı bir paylaşımda, “Apollo 3 günde Ay’a gitti. Biz neden hâlâ daha hızlı olamıyoruz?” diyerek bu durumu sorguladı.

Musk’ın Starship projesi, Ay’a daha hızlı bir yolculuk vaat etse de, henüz test aşamalarını tamamlamadı.

California Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) astrofizikçi Dr. Fiona Harrison, bu eleştirilere yanıt olarak, “Hız her zaman en iyi çözüm değil. Artemis, Ay’da sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi amaçlıyor. Bu da zaman alıyor” görüşünü savundu.

Öte yandan, Ay’a gitme süresinin uzaması, bilimsel araştırmalar için bir avantaj da sunuyor.

Oxford Üniversitesi’nden uzay bilimci Dr. Chris Lintott, “Daha uzun yolculuklar, astronotların derin uzay koşullarına adaptasyonunu test etme şansı veriyor. Bu, gelecekteki Mars misyonları için kritik bir veri kaynağı” dedi.

Artemis programının, Ay’ı bir basamak olarak kullanarak Mars’a insan gönderme hedefini desteklediği biliniyor.

Teknolojinin bu şaşırtıcı paradoksu, insanlığın uzaydaki önceliklerinin değiştiğini gösteriyor. Apollo’nun Soğuk Savaş dönemi yarış ruhu yerini, daha temkinli ve uzun vadeli bir vizyona bırakmış durumda.

NASA’nın 2026’da Ay’a dönüşü gerçekleştirmesiyle, bu süre tartışmaları da yeni bir boyut kazanabilir. Ay’a giden yol uzasa da, insanlık gökyüzündeki hedefine bir adım daha yaklaşmış olacak.

Related Posts

Frostpunk 1886 duyuruldu: 2027’de Türkçe olarak geliyor

Polonyalı oyun geliştiricisi 11 bit studios, hayranlarını sevindirecek büyük bir duyuru yaptı: İlk oyunun yeniden yapımı olan Frostpunk 1886, 2027 yılında oyuncularla Türkçe arayüz ve altyazı desteğiyle buluşacak. Geliştirici ekip, bu proje için …

Dünyanın en büyük otomobil taşıma gemisi ilk seferine çıkıyor

BYD, 9.200 araç kapasiteli dünyanın en büyük otomobil taşıma gemisi BYD Shenzhen’i ilk seferine çıkarmaya hazırlanıyor. Rota Brezilya!                           Yorumlar

Yeni araştırmanın şaşırtıcı keşfi: Güllerin atası aslında sarı mıydı?

Yeni araştırmalar, güllerin genetik kökenine dair ilginç bilgiler ortaya koyuyor: Atasal türlerin kırmızı veya pembe değil, sarı renkli olduğu keşfedildi.

Fiyat performans canavarı POCO F7 için tarih verildi!

Xiaomi, ürün yelpazesini genişletmek için çalışmalarına devam ediyor. Çinli marka bu kapsamda çok yakında POCO F7 modelini tanıtmaya hazırlanıyor. Son gelişmeler ise akıllı telefonun tanıtım tarihine ilişkin önemli bir detayı ortaya çıkarıyor …

TEİAŞ’ın 2021 ve 2022 Hesapları İncelendi

TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu’nda, Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) 2021 ve 2022 yılı hesapları görüşüldü. TEİAŞ Genel Müdürü Orhan Kaldırım, Komisyonda yaptığı konuşmada, Türkiye’de bulunan toplam 1463 transformatör …

Samsung Galaxy teknolojisiyle 25 basketbol sahası büyüklüğündeki mercan resifi habitatı restore edildi

Samsung, bir yıl önce mercan resiflerinin restorasyonuna yönelik yeni ve inovatif çözümler keşfetmek için kendini deniz ekosistemlerini restore etmeye adamış kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Seatrees ile iş birliği yapmaya başladı.